Friday, July 10, 2015

Kraliçe Elizabeth’in 26 Temmuz Esperanto günü hakkındaki mektubu


İngiliz Esperantist Brian Barker 26 Temmuz Esperanto günü için İngiltere kraliçesi Elizabeth’e geçenlerde yazdığı bilgilendirme mektubuna kraliçe tarafından cevap geldi. Brian Barker’a göre kraliçenin mektubu okuyup cevap vermesinin bir püf noktası da mektupta kraliçe’ye bağlılık selamı vermek imiş. Brian mektubunda kraliçeye ayrıca prens Philip’in, yani kraliçenin eşinin, annesi olan Yunan Kraliçesi Alice’in de zamanında Esperanto dilini öğrendiği hatta “Herlodo de Esperanto” gazetesine abone olduğu konusunda da bilgilendirme yapmış.

Kraliçe’nin cevap yazısını baş iletişim sorumlusu bayan Sonia Bonici yazıp imzalamış. Mektup’ta kraliçe Brian Barker ve meslekdaşlarına bağlılık selamları konusunda teşekkür ediyor ve 26 Temmuz’da kutlanacak olan Esperanto günü için tebriklerini iletiyor. Kraliçe Esperantist'lere başarılı ve hatırlarda kalacak bir kutlama temenni ediyor.

Cevap mektubunun orijinalini bu bağlantıda bulabilirsiniz :



ESPERANTO TÜRKİYE için :

Sunday, July 5, 2015

26 Temmuz - Esperanto Günü, Dil Adaleti Günü

Niçin Esperanto günü? - Bu günün tüm dünya için önemi nedir?


26 Temmuz - Esperanto Günü, Dil Adaleti Günü

26 Temmuz 1887 günü uluslararası dil Esperanto hakkında "ilk kitabın" (unua libro) yayınlandığı gündür. Uluslararası dil Esperanto'nun amacı, farklı dilleri konuşan insanlar arasındaki ilişkilerde kullanılması, bu şekilde tarafsız bir konuşma imkanı sağlanması, ve insanlar arasındaki bu iletişimin adil olmasıdır. Kendi dilini konuşarak karşısındakinden daha üstün olduğunu hissetmeye kimsenin hakkı yoktur.

Tüm dünyaya 26 Temmuz gününün "Adil İletişim günü ve çeşitli etnisiteler, kültürler ve halklar arasında adil ilişkiler günü" olarak benimsenmesini ve kutlanmasını tavsiye ediyoruz.

Adil iletişim aynı imkanlara sahip kişiler arasındaki iletişimdir. Bazı insanlar kendi dillerini kullanırken* diğerleri yabancı bir dili kullanarak iletişimde bulunmak zorunda kalıyorlarsa bu tip bir iletişimde eşitlik olmadığı açıktır.

İletişim için tüm diğer dillerin yerine seçilen bir veya bir kaç dilin, bunları anadili olarak konuşan kişilerin* diğerlerine göre daha önemli ve üstün olduğunu gösterir. Bu seçim, diğer insanların politikadan, eğitimden, ticari girişimlerinden ve yaşamın daha başka bir çok yönünden dışlanmaları demektir. Bu seçim insan grupları arasındaki sosyo-ekonomik eşitsizliği de güçlendirmektedir.

Dünya insanlarının doğrudan dil hakları, ve içinde dilin sözkonusu olduğu başka bir çok hakları vardır. Kendini ifade etme hürriyeti ile bir dilin kullanılabilmesi birbirinden ayrılmaz haklardır.

Dünya üzerindeki tecrübeler gösteriyor ki, çok dilli politikalar insanların şanslarını ve imkanlarını değişik açılardan güçlendirebilmektedir. Eşitlikçi bir dünyanın ihtiyacı olan şey, UNESCO tarafından da desteklenmekte olan ve geniş kabul gören üçlü bir dil formülüdür: anadil, ülke/bölge dili, ve uluslararası dil. **
  • Anadil. - Eğer insanların anadili ülke/bölge ya da uluslararası dili değilse bile insanlar anadillerini öğrenme ve kullanma konusunda ihtiyaçları ve arzuları vardır.
  • Tek bir ülke / bölge dili. - Bu dil değişik dil gruplarının arasındaki ilişkileri ve iletişimi kolaylaştırır ve bağları güçlendirir. Örnek olarak doğu Afrika ülkelerinde kullanılan bir çok dil arasından bu işlevi gören Svahili dili.
  • Tek bir uluslararası dil. - İçinde bulunduğumuz globalleşme çağında, tüm insanların tarafsız bir uluslararası dili konuşabilme konusunda uzmanlaşmaları gerekmektedir. Böyle bir dil uluslararası iletişimde tüm halkları aynı seviyeye getirir.

Ülkeler bu üç dilin hepsini resmi dil olarak tanımalı veya hiç olmazsa eğitim ve kullanımlarını gözetmelidirler. Ülkelere göre bu üçlü dil formülünün bir çok şekli vardır. Devletin etnisite ve din konusunda "tarafsız" olması arzulanan ve olabilecek bir şey iken, dil konusunda tarafsız olması mümkün değildir. Dünya insanları ve ülke vatandaşları karşılıklı anlayış ve etkin iletişim için ortak bir dile ihtiyaç duyarlar, ancak aynı zamanda kendi ana dillerini de kullanma hakları vardır.

Uluslararası dil Esperanto insanlara uluslararası seviyedeki dil haklarını gözeten bir araç sunmaktadır. Dünyaca tanınan dilbilimci Dr. Tove Skutnabb-Kangas'a göre: "Dünyadaki bir çok planlanmış dil arasında Esperanto dili bugün en çok bilinen ve en çok kullanılanıdır. Bana göre, insanlar bu dili ciddi olarak düşünürlerse, dil bir çok avantajı da beraberinde getirecektir... Esperanto diğer tüm doğal dillerden çok daha az öğrenme zamanı gerektirir çünkü bu dil düzenli ve mantıklıdır - istisnaları yoktur. Esperanto dili ile herkes demek istediğini çok kolaylıkla ifade edebilir, çünkü dil kolaylıkla yeni kelimelerin oluşturulabilmesini sağlamaktadır." ***

Esperanto ayrıca şimdiki büyük güçlerin hegemonyasını da engellemektedir. Bu güç şu anda İngilizce konuşan ülkelerdir, ve İngilizce dili de bu sayede dünya çapında güçlenmiştir. Ancak 50 yıl sonraki gelecek acaba nasıl olacaktır? Başka tanınmış bir dilbilimci Robert Phillipson"Tüm dünya dillerini konuşanların haklarını güçlendirmek Esperanto dilinin çok önemli katkılarından birisidir"****.

Şu anda güçlü olanların peşinden gitmeyi bırakmanın zamanı gelmiştir, tüm dünya halkalarının eşitlikçi konumunu sağlayacak durumu başlatmamız gerekmektedir.

Esperanto dili adil iletişimi sağlamak için bir araçtır.



Thursday, July 2, 2015

Ĉu vi parolas Esperanton? *



* Esperanto konuşuyor musun ?


24 Temmuz-1 Ağustos 2015 tarihleri arasında Esperanto konuşanların Uluslararası Kongresi Fransanın Lille kentinde gerçekleşiyor

Bu sene 24 Temmuz-1 Ağustos tarihleri arasında Fransa’nın Lille kentinde tertiplenecek olan 100. UK (Universala Kongreso) yani Uluslararası Kongre’de tüm dünyadan kendini Esperanto diline adamış 78 ülkeden 2,500’e yakın kişi bir araya gelip konuştukları dilin dünya çapında tanınması açısından önümüzdeki sene alacakları adımları tartışacaklar, gerekli kararları alacaklar. 1905 yılında ilk Kongre Fransa’nın Lille kenti yakınlarındaki Boulogne-sur-Mer kasabasında yapılmıştı, 100. Kongre gene burada ancak bu kez imkanlarından dolayı Lille kenti merkezinde gerçekleşecek, Boulogne-sur-Mer kasabasında ise 100. yıl anısına tören düzenlenecektir.





2015 yılı Lille 100. UK sayfası için : www.lve-esperanto.org/lille2015/

26 Temmuz’da kutlanan Esperanto Günü, dünyada dil engelini aşmak ve dünya kültürlerini bir araya getirmak için 128 sene önce  insanlığa sunulmasıyla başlatılan çabaya adanmış bir gündür. Senede bir yapılan uluslarası kongreler bu tarih etrafında gerçekleştirilmektedirler.

1887 yılında  başlatılan bu çabalar dünyanın çalkalantılı dönemlerinden ve diktatörlerinden dolayı çok zor günler geçirdi. Esperanto hareketi çokça sekteye uğramıştır. Esperanto toplumuna göre bugün dünyada iki milyona yakın konuşanı var ve örnek olarak sadece İngiltere’de 2,000 den fazla akıcı konuşanı var.

Esperanto dili uluslararası arena’da, 28 ülkede yaklaşık 600 ilk ve orta okulda öğretilmektedir. Bunlardan 5’i İngiltere’dedir ve amaç bu dilin okullarda öğretilmesinin yaygınlaştırılmasıdır. Ayrıca 150 üniversitede de resmi olarak Esperanto dili öğretilmektedir.  Liverpool Üniversitesinde bu dilde eğitim de yapılmaktadır.

Gene de bu konuda, özellikle İngiltere ve ABD tarafından, bu dile karşı bir direnç sözkonusudur. Dünyada yılda İngilizce öğretimi için harcanan ve kaynak olarak bu ülkelere aktarılan milyar dolarları ve bu sayede bu ülkelerin yakaladıkları kültür emperyalizmi imkanını düşünürsek bunun böyle olması gayet iyi anlaşılmaktadır.


Dil 1887 yılında Polonya’nın Bialystock kentindeki etnik ayrışma ortamında büyüyen göz doktoru L.Lazar Zamenhof tarafından geliştirildi. Zamenhof’un inancı dil engelinin toplumlar arasında çatışmayı ve anlaşmazlıkları güçlendirdiği idi. Dolayısıyla hiç bir topluma ait olmayan, politik bir amaç taşımayan, herkesin uluslararası arenada bir biri ile eşit şartlarda öğrenip, anlaşmak için kullanacağı “nötr” ve çok kolay öğrenilebilecek bir dilin kullanımına inanan doktor L.L.Zamenhof, Esperanto dilini geliştirdi.

1920’lerde o zamanın Uluslar Ligi’nde (Birleşmiş Milletler) bu dilin uluslararası ilişkilerde kullanılacak dil olması için öneri getirilmiş, ancak o zamanlar Fransizca dili uluslararası alanda kullanıldığından Fransa’nın çabaları ile bu öneri engellenmiş oldu. Daha sonra Hitler bu dile şüphe ile baktı ve Esperantist’leri çalışma kamplarına gönderdi. Stalin dönemi Rusya’sında gene Esperantist’ler sürgüne gönderildiler, idam edildiler.

Esperanto dilinin ve hareketinin ana merkezi Hollanda Rotterdam’da konuşlanmış olan UEA (Universala Esperanto Asocio - Evensel Esperanto Birliği) organizasyonudur. Esperanto bir ülke dili olmamasına rağmen UEA, uzun yıllar Birleşmiş Milletler ve UNESCO dahilinde ofisleri bulunmaktadır ve dil hakları gibi konularda toplantılara müdahil olabilmektedir. UEA’nın sayfası : www.uea.org




Lille’deki Uluslararası Kongrede birbirlerini “Saluton!” diye selamlayacak olan delegeler artık bu dilin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlarda önemli bir rol oynadığını görmek arzusundalar. Esperanto dilinin felsefesinde kimsenin diline müdahale etmek yoktur. UEA’nın desteklediği prensipler aynı zamanda Birleşmiş Milletler ve UNESCO’nun da desteklediği prensiplerdir. Bunlar sırasıyla:


1.      Herkes öncelikle anadilinde eğitim görüp anadilini öğrenme hakkına sahiptir.
2.    Eğer kişinin yaşadığı bölgede ülke dilinden farklı bir dil kullanılıyorsa o dil öğrenilebilmelidir.
3.    Ülke dili öğrenilebilmelidir.
4.    Uluslararası alanda herkesin eşit şartlarda konuşup anlaşacağı Esperanto dili öğrenilebilmelidir.





1954 yılındaki UNESCO’nun Montevideo şehrinde yaptığı toplantda Esperanto dilinin üye ülkeler tarafından önemsenmesini ve okullarda öğrencilere ilk yabancı dil olarak öğretilmesi önerildi. Bugüne kadar bu çok fazla gerçekleşmedi ise de İngiltere Manchester Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre yabancı dil olarak Esperanto dilini bir sene boyunca öğrenen çocukların daha sonra öğrenmeye başladıkları yabancı dillere çok daha kolay adapte olduklarını ve dili çok daha hızlı öğrendiklerini göstermiştir.

Esperanto dilinin öğrenilmesi diğer yabancı dillere göre çok daha kolaydır. Herşeyden önce basit bir grameri vardır ve örnek olarak fiil çekimlerinde hiç bir düzensizlik yoktur. Bir iki hafta içinde dili öğrenenler konuşmaya başlamaktadırlar, ve üç ay gibi kısa bir sürede dil tamamen öğrenilebilmekte ve kişi kabiliyetine göre gayet akıcı şekilde konuşulabilmektedir. Sonrasında 128 yıllık Esperanto edebiyatında ortaya çıkan kitaplar okunarak dilde ustalaşmak mümkündür. Halbuki hangi yabancı dilde bu kadar kısa sürede öğrenciler akıcı konuşmaya başlayabilirler ve o dilin edebiyatından bir roman  okumaya başlayabilmektedirler?

Bugüne kadar Esperanto dilinde 50,000 civarında edebi eser (orijinal ve tercüme) birikmiştir. Müzik konusunda da çok zengin bir repertuar mevcuttur. Esperanto wikipedia’sındaki makale sayısı bir çok ülkenin makale sayısını çoktan gelip geçmiştir. Mayıs 2015 itibarıyle bazı dillerdeki wikipedia makale sayıları:


 95.590 Azerice
106.419 Yunanca
172.081 İbranice
199.091 Danca
204.093 Slovence
214.677 Esperanto 
246.117 Türkçe

Esperanto dili özellikle uzak doğudaki ülkelerde çok önemsenmektedir. Dilleri Latin dillerinden farklı olmasına rağmen Esperanto dilini öğrenmek için çok fazla çaba sarfetmektedirler. Özellikle Çin’de Esperanto’nun ayrı bir önemi vardır. Esperanto konuşan işadamları derneği vardır. Resmi politika olmasa da ülkede Esperanto bir çok ilkokulda çocuklara öğretilmekte ve üniversitelerde eğitimde kullanılmaktadır. Bir düşünceye göre dünya devi olmak isteyen Çin, bunun Çince ile olmayacağını ve İngilizce dilini kullanmanın pek mantıklı olmadığını biliyor ve Esperanto dili bu konuda Çin için ciddi bir alternatif olarak görünüyor.

Esperanto diline önem verilen ülkelerin listesinde Çin’den sonra, Brezilya, Japonya ve Avrupa’da bir çok eski doğu bloku ülkeleri gelmektedir. İslam ülkeleri içinde ise İran ve Pakistan listenin başını çekmektedirler. Türkiye’de Esperanto hareketi neredeyse dil kadar eskidir ancak bugüne kadar çok iyi bir seyir izleyebilmiş değildir.  Türkiye Esperanto topluluğunun Ortadoğu ve Kuzey Afrika grubuna dahildir (MONA – Mezorienta kaj Nordafrika).  Türk Esperanto grubu son yıllarda bu grupta üç adet toplantı organize etmeyi başarmıştır : 2009 İznik, 2010 Eskişehir ve 2012 Gaziantep. Şimdi de 2016’da Ürgüp Kapadokya’da dördüncü toplantıya hazırlıyor.




Türkiye’deki Esperanto hareketi için bu sayfaya başvurabilirsiniz :
www.facebook.com/groups/7121509722

Esperanto dilini teşvik etme konusunda her sene sayısız kampanyalar düzenlenmektedir, gene de yakın gelecekte kişilerin karşısındakinin hatırını “Kiel vi fartas?” şeklinde soracakları zamanın gelip gelmeyeceğini öğrenmek için oturup beklememiz gerekmektedir.

Bazı örnek Esperanto cümleleri

Ĉu vi parolas Esperanton?  Esperanto konuşuyor musun?
Kiel vi fartas?  Nasılsın?
Mi vfartas bone, dankon!  İyiyim, teşekkürler!
Mi amas vin.  Seni seviyorum.
Kaj nun la veter-prognozo.   Ve şimdi hava durumu.
Unu, du, tri, kvar, kvin.  Bir, iki, üç, dört, beş.
Ses, sep, ok, naŭ, dek.  Altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Kiu vi estas?  Kimsiniz?
Mia nomo estas Ahmet.  Benim adım Ahmet’tir.
Mi estas el Istanbulo.  Ben  İstanbul’danım.
Ĉu vi parolas Esperanton? Esperanto konuşuyor musun?
Ne, sed mi lernas Esperanton.  Hayır ama Esperanto öğreniyorum.
Pepu viajn komentojn.  Yorumlarını tweet’le.


Esperanto öğrenmek için

Esperanto dilini öğrenmek için internet ortamında yüzlerce kaynak mevcuttur. En önemlisi ve UEA’nın resmi sayfası olan www.lernu.net sayfasına ücretsiz olarak üye olabilirsiniz ve  kursları online olarak çalışılabilirsiniz. Ayrıca 35’ten fazla dile çevrilen Slovak yazar Stano Marĉek’in ünlü dil öğretim kitabı bu sene Türkçe dilinde de yayınlandı ve internet ortamından satın alınabilmektedir.

Esperanto konuşan bazı ünlüler

İngiltere Başbakanı Harold Wilson Esperanto dilini izci okulunda öğrendi ve 1980’de emekli olduktan sonra “British Workers’ Esperanto Movement” derneğinin başkanı oldu.

Aktör William Shatner, ya da bizim bildiğimiz gibi Uzay Yolu dizi ve filmlerinin kaptanı Captain Kirk, 1965 yılında Incubus adlı filmde rol aldı. Bu bilim kurgu filmi tamamen Esperanto dilinde çevrildi ve İngilizce altyazıları ile bu film o zamanlar Esperanto dilini tanıtmak amacını taşıyordu.

George Soros, hayırsever trilyoner, 1930 yıllarında babası Esperanto dilinin bir destekçisi idi ve böylece aile içinde Esperanto öğrenerek büyüdü.

Peter Ustinov, aktör, içlerinde Esperanto da olan 16 ayrı dili akıcı şekilde konuimaktaydı.

Diğer bazı Esperanto konuşan ünlüler : komedyen Rory Bremner, astronom Patrick Moore ve papa John Paul II


Esperanto Türkiye için : www.facebook.com/groups/7121509722/  

TÜRKLER de Dünya Kültürlerarası Dialog tartışmasına katkıda bulunuyor.


25 Temmuz ile 1 Ağustos 2015 tarihleri arasında Fransa’nın Lille kentinde yapılacak 100. Uluslararası Esperanto Kongresine Türkiye’den de 9 kişi katılıyor.  Kongrede 82 ülkeden 2.500’e yakın katılımcı yer alacak olmasına rağmen katılımcıların kongre teması olan “Kültürler arasındaki dialogda diller, sanatlar ve değerler”  tartışmasına katılabilmeleri için tercümana ihtiyaçları olmayacak. Bu buluşmada herkes “Esperanto”, yani “uluslararası dil”de konuşacak ve yapılacak çok sayıdaki oturumlar, sunumlar, tartışma ve sanatsal gösteriler hiç bir iletişim engeli olmadan, dil problemi yüzünden kimse dışlanmadan gerçekleşecektir.

Her sene farklı bir ülkede ve genellikle de farklı bir kıtada gerçekleştirilen bu kongre, bu sefer 1905 yılında Bulogne-sur-Mer kasabasında yapılan ilk kongrenin yakınlarındaki Lille şehrinde gerçekleştirilecektir. Türk katılımcılar kongreye katılanlar için  organize edilen gezilere de katılacaklar.



Esperanto dili, 1887 yılında bugünkü Polonya’nın Bialystok kentinde, Ludvig Lazarof Zamenhof tarafından insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak, farklı dilleri konuşanların birbirlerini anlamasında kolaylık sağlamak, ve dil adaleti sağlamak amacı ile hazırlanıp yayınlamıştı. Bu etnik-gruplar-arası dil, bugün kültür, bilim ve sosyal yaşamda dünyanın farklı ülkeleri arasında insanların temaslarında geniş alanda kullanılmaktadır. Esperanto dili, belli bir etnik gruba ait olmayan ve kimsenin anadili olmaması sayesinde insanlar arasında karşılıklı saygıya dayanan adil iletişimi ve kullanıcılarına eşit iletişim fırsatları sağlayan tek dildir. Bu şekilde bu dil, dili aralarında konuşan insanlara dil haklarına karşılıklı saygıyı sağlamaktadır : azınlıklar, yerli halklar, farklı etnik kimlikler diğerinin anadiline boyun eğmeğe mecbur kalmamaktadırlar.  

Günümüzün teknik imkanları Esperanto dilinin tüm dünyada yaygınlaşmasını hızlandırmıştır. Internet, bilgisayar ve cep telefonlarının sağladığı imkanlar, web üzerinden kurslar, Esperanto dilini konuşanların, bunların temaslarının ve buluşmalarının sayısının artmasında katkıda bulunmuştur. Yerel olarak düzenlenen kursların dışında, internet üzerinden 40 kadar farklı dil aracılığı ile, aralarında Türkiye’den de çok sayıda kişinin olduğu, 200,000 kişiye uluslararası dili öğreten http://www.lernu.net sayfası buna bir örnektir. Şu anda internet üzerinden sürekli yayın yapan radyo kanalı http://www.muzaiko.info ve  film severlerin videolar izleyebileceği Esperanto TV’si http://esperantotv.net/ diğer bazı örneklerdir. Google bir süre önce Esperanto diline de tercüme yapmaya başlamıştır. Esperanto dili, Vikipedia’da şu anda bir çok ülke dilinden fazla sayıda makeleye sahiptir ve güncel 200,000’den fazla makalesi ile yüz binden fazla makaleye sahip olan ikinci gruptaki diller arasındadır.

Esperanto konuşanların dünya çapındaki bu en önemli 100. toplantısının başka önemli bir özelliği de kongre sonuç bildirgesidir. Bu konudaki Esperanto hareketi dünyanın tüm kıtalarındaki üyelerini harekete geçirmiştir : Uluslararası Esperanto Birliğinin ülke birlikleri veya dernekleri, ve yerel Esperanto grupları kongrenin “Kültürler arasındaki dialogda diller, sanatlar ve değerler” temasını şu anda kendi içlerinde çalışıp tartışmaktalar ve kongrenin sonuç bildirgesine katkıda bulunacak fikir ve dökümanlarını oluşturmaktadırlar. Bu metinler Lille kentindeki tartışmalarda son haline getirilecek ve Türkiye’den katılımcılarımız da bu konuya destek olacaklardır.  

Dünya Esperanto konuşanlarının ağındaki her üye, imkanları dahilinde, bu kültür dialogunda yer alabilir, kendi görüşlerinin aktarımını yapabilir, daha iyi bir anlayış ve tüm insanlığın birlikte yaşamasında etnik grupların ve kültür gruplarının arasındaki bilgi alışverişinin kalitesi ve formu hakkındaki dileklerini bildirebilir.

Türkiye’den Uluslararsı Esperanto Kongresine şimdiye kadar dokuz kişi katılmak üzere kayıt oldu. Bunlardan beş tanesi Türkiye’de yaşayan Çin asıllı yurtaşlarımız, birisi Türkiye’de yaşayan Alman asıllı bir yuttaşımız, ve üç tanesi de Türk.


ESPERANTO TÜRKİYE için : https://www.facebook.com/groups/7121509722/